Haberler


Sherry Xi
Kurumsal ve Finans Müdürü, Kreston Brighture

Çin-ABD gümrük tarifeleri 2025’te değişiyor

July 18, 2025

2025 yılında, küresel ölçekte en önemli ikili ekonomik ilişkilerden biri olan Çin-ABD ticaret ilişkisi önemli bir çalkantı geçirdi. Tarife politikaları, iki ülke arasındaki stratejik rekabette merkezi bir araç olarak ortaya çıktı. Yıl içinde bu politikalar yoğun bir çatışma döneminden, bir dizi hızlı ve önemli ayarlamaların damgasını vurduğu geçici bir gevşeme dönemine geçiş yaptı. Bu değişikliklerin sıklığı ve büyüklüğü küresel ticaret tarihinde ender rastlanan bir dönemi temsil etmektedir.

Çin’in misilleme gümrük vergisi önlemlerinin gelişimi

Çin’in 2025 yılı boyunca yaptığı resmi açıklamalara bakıldığında, ABD’nin eylemlerine karşılık olarak uygulanan gümrük vergisi önlemlerinin tırmanışa geçtiği ve ardından gerilimin azaldığı görülmektedir.

  • 4 Şubat‘ta Çin, 10 Şubat’ta yürürlüğe giren 2025 tarihli 1 No’lu Duyuruyu yayınladı. Bu politika kömür, sıvılaştırılmış doğal gaz, ham petrol, tarım makineleri ve otomobiller de dâhil olmak üzere ABD’den ithal edilen ürünlere %10 ila %15 arasında değişen oranlarda ek gümrük vergisi getirdi. Bu hamle ABD’nin Ocak ayındaki tarife artışına doğrudan bir yanıt niteliğindeydi.
  • Bunu 4 Mart‘ta, 10 Mart’ta yürürlüğe girecek olan 2025 tarihli 2 No’lu Duyuru takip etti. Bu turda tavuk, buğday, mısır ve pamuk (%15 gümrük vergisi) ile soya fasulyesi ve domuz eti (%10 gümrük vergisi) gibi ABD tarım ürünleri hedef alınarak Mart ayında ABD’nin yeni bir gümrük vergisi dalgasına misilleme yapıldı.
  • Tırmanış Nisan ayında da devam etti. 4 Nisan‘da 4 No’lu Duyuru, ABD’nin “eşdeğer tarifelerine” misilleme olarak tüm ABD ithalatına %34 ek gümrük vergisi getirdi. Bunu hemen 9 Nisan‘da, özellikle tarım ürünleri, enerji ve otomobillere odaklanarak gümrük vergilerini %34’ten %84’e çıkaran 5 No’lu Duyuru izledi.
  • Sadece birkaç gün sonra, 11 Nisan‘da, 6 No’lu Duyuru, ABD’nin kendi %125’lik gümrük vergisi artışıyla eşleşecek şekilde, tüm ABD mallarına uygulanan gümrük vergilerini daha da arttırarak %125’e yükseltti.
  • Ancak, 13 Mayıs ‘ta 14 Mayıs’tan itibaren geçerli olmak üzere 7 No.lu Duyuru ile bir dönüm noktası yaşandı. Bu duyuruda Çin, gümrük tarifelerini %125’ten %10’a indirdi ve tarifenin %24’lük kısmını 90 gün süreyle askıya aldı. Bu düzenleme, Cenevre Anlaşması’nın şartlarıyla uyumlu hale getirilerek gerilimin azaltılmasına yönelik ilk önemli işaret olmuştur.

Londra müzakerelerinden çıkan sonuçlar

Haziran ayında Londra’da yapılan müzakerelerde Cenevre Anlaşması temel alınarak daha fazla ilerleme kaydedilmiştir. İki önemli sonuç ortaya çıkmıştır:

  1. Tarife artışlarına ilişkin 90 günlük ateşkes 12 Ağustos’a kadar uzatıldı ve %10’luk baz tarife korundu. Askıya alınan %24’lük tarifenin geleceği ise belirsizliğini koruyor.
  2. Amerika Birleşik Devletleri, küçük sınır ötesi e-ticaret paketlerine (değeri 800 doların altında olan) uygulanan gümrük vergilerini %120’den %54’e indirerek e-ticaret platformlarına ve tüccarlara bir miktar rahatlama sağladı.

Bu gelişmeler Çinli işletmeler için geçici bir rahatlama sağlamış olsa da, temel anlaşmazlıklar devam etmektedir. ABD, fentanil için %20’lik gümrük vergisini sürdürmekte ve genel olarak %10’luk bir taban gümrük vergisi uygulamaya devam etmektedir. Çin ise nadir toprak elementleri ihracatı üzerindeki kısıtlamaları sürdürüyor. İki ülke arasındaki teknolojik rekabetin temelinde yatan sorunlar da çözümsüz kalmaya devam ediyor.

Çinli işletmeler üzerindeki etkileri

Hem tırmanma hem de kısmi çözüme işaret eden süregelen tarife anlaşmazlığının Çinli işletmeler üzerinde geniş kapsamlı etkileri olmuştur. Bu etkiler sektöre ve şirket büyüklüğüne göre değişmekte olup, finansal performanstan operasyonel stratejiye kadar çeşitli alanları etkilemiştir. Başlıca etkiler şunlardır:

1. İhracat zorlukları ve operasyonel zorluklar

  • Artan maliyetler: Yüksek gümrük vergileri ABD’ye mal ihraç etmenin maliyetini artırarak Çin ürünlerinin fiyat rekabetçiliğini aşındırdı ve ihracat odaklı firmaların kar marjlarını düşürdü.
  • Daha az sipariş: ABD’den gelen talep azaldı, özellikle de ABD pazarına büyük ölçüde bağımlı olan küçük ve orta ölçekli, emek yoğun işletmeleri etkiledi. Bu şirketlerin çoğu şu anda ciddi hayatta kalma tehditleriyle karşı karşıya.

2. Tedarik zinciri yeniden düzenlemeleri

  • Üretimin yer değiştirmesi: Bazı Çinli firmalar yüksek gümrük vergilerinden kaçınmak için üretim faaliyetlerinin bir kısmını Vietnam, Tayland ve Meksika gibi ülkelere taşıdı.
  • Endüstriyel iyileştirme: Gümrük tarifelerinin baskısı inovasyonu teşvik etmiş ve işletmeleri Ar-Ge’ye daha fazla yatırım yapmaya, üretim süreçlerini geliştirmeye, ürün değerini artırmaya ve genel verimliliği ve rekabet gücünü artırmaya teşvik etmiştir.
  • Pazar çeşitlendirmesi: Birçok işletme, diğer küresel pazarlara açılarak ABD pazarına olan bağımlılığı azaltmaya çalışmaktadır.

3. Artan belirsizlik ve uyum yükleri

  • Öngörülemezlik: Ticaret politikasının değişken yapısı uzun vadeli planlamayı zorlaştırmakta ve iş risklerini artırmaktadır.
  • Hızlı politika ayarlaması: Şirketler çevik kalmalı, yeni kurallara hızla adapte olmalı ve mevzuata uyumsuzluktan kaynaklanan kayıplardan kaçınmalıdır.
  • Sözleşme riskleri: Tarife politikasındaki ani değişiklikler mevcut sözleşmeleri bozabilir, yeniden müzakereleri gerektirebilir ve yasal anlaşmazlık potansiyelini artırabilir.

Sonuç

2025’teki Çin-ABD tarife dalgalanmaları Çinli işletmeler için ciddi zorluklar yarattı, ancak aynı zamanda büyüme ve adaptasyon için bir katalizör görevi gördü. İşletmeler, öngörülemeyen küresel ticaret ortamında kendilerine iyi hizmet edecek stratejiler olan inovasyon, tedarik zinciri dönüşümü ve pazar çeşitlendirmesi ile yanıt verdi.

İleriye baktığımızda, hem Çin hem de ABD için iletişim ve işbirliğini geliştirmek hayati önem taşımaktadır. Bunu yaparak, istikrarlı ve karşılıklı fayda sağlayan bir ticari ilişkiyi teşvik edebilir ve daha geniş küresel ekonomik refah ve düzene katkıda bulunabilirler.